6 Şubat 2022 Pazar

 



                    Evlat Acısı

               Rahat kanapeye bacaklarımı uzatmış dinleniyorum.

               Yoğun bakım servis kapısı önünde ki bu rahat kanape den koca bekleme salonun da sadece iki tane var.Kapanın elinde değil ayağında,bedeninde..Gece olunca erkekler koltuk sandelye ne bulursa rahatca seriliyor..Bazı nedensiz korkularım yüzünden çok tedbirliyimdir ama bir gece uykusuzluğa yorgunluğa dayanamadım ve montumu serdiğim gibi yorgun bedenimi koltuğa attım ..Gece olunca salonun bu tarafı  biraz ıssız oluyor.Yattığım yerden ayak sesleri duydukca ürperiyorum hatta sıçradığım oluyor..Bizim hastanın yattığı servisin önünde  ki  sert çıkıntılı  kanapeye yattım önce..Kanapenin tam karşısında bulunan asansör sürekli çalışıyor ve mekanik açma kapama sesi rahatsız edici oluyor..Kapının yanında ise dev bir  atık tankerinin görüntüsü..Dayanamadım ve koridorun sonuna doğru olan bu rahat koltuğun boş olduğunu görünce bir cesaret gittim.Biraz içim geçmiş sanırım.Sanki tepemde birileri var gidip geliyor  ve duruyorlar.Yok artık neden dursunlar tepemde..Birden yattığım yerden fırladım..Evet biri varmış ve korkuyla yüzüne bakdığımı görünce adam  meşrubat cihazını işaret ederek su alacağını söyledi.Sanki başka yerde su yok..Kadın yatmış dinleniyor,anlasana..Bir yatırmadılar..Ben de ki korku çekiyor bunları onu da biliyorum..Hastaneye gidip gelmeler arasında bu korkum dikkat çekici bir şekilde tekrarlamaya başladı.Uzun zamandır zaten üzerinde çözmeye çalıştığım bir konuydu.Atalarımın yaşadıkları birden anlaşılır oldu.Biraz rahatlamış olduğum için de bana bir şey olmaz diyerek de tedbiri bırakmış  da olabilirim.

              Sabah doktorlar servisi gezerken refakatci leri dışarı çıkarıyor lar..Uzunca bir süre oyalanmam lazım..Zor bir gece geçirmiş yorgun,düşüncesiz bir halde  etrafa bakınırken aynı kanapenin yine boş olduğunu gördüm..Bir Oh !çekerek gündüz vakidi ürkmeden dinlenebilmek için gidip koltuğa iyice yerleşdim.Kolumu arka yumuşak sırtına ,yorgun bacaklarımı da rahat kanapeye şöyle bir uzattım..Başımı koluma yaslıyacağım sırada temiz yüzlü ,düzgün giyimli bir adam hızlıca uzattığım bacaklarıma ve yüzüme bir bakış attı.Destur..Toparlanıverdim birdenbire..Sanki başka sandelye ,kanape yok..Git kardeşim,şuraya otur..Yooo !illaa bu rahat koltuğa oturacak.Toparlanırken soğukca sırıttım..Buyur ettim açtığım yere.Tapulu malım değil ya!Birden kalkıp gidemedim de..Yavaşca uca ilişti.Elinde ki paketi açtı ve gevreği bana uzatarak,

               -Simit yermisiniz ?

               -Sağol istemem çorba içtim erkenden.

                Küçük parçalar koparıyor yer gibi ağzına atıyor.Gözleri açılıp kapanan yoğun bakım ünitesi kapısın da..Benim gözler ise  hastamın yattığı koridorun uzak ucunda.

                Kalkmak istiyorum kalkamıyorum 'kal geldi 'deriz ya! o durumdayım..

                Önümüzden servis arabasıyla geçen hizmetliden su istedi.Gevrek boğazına takıldı,tabii çay ister o yanına..Çay da olsa gitmeyecekmiş lokmalar aslında..'Ben de su istiyorum 'diyeceğim ama böyle dağıtmazlar biliyorum..Hizmetli tam arabasını sürecekken durdu kutudan bir tane daha çıkardı ve bana suyu verip gitti..

                -Sizin kiminiz var dedi adam.

                -Kardeşim hasta,sizin?

                -Oğlum..

                 Yüzüne bakıp kaldım..

                 Trafik kazası geçiren  oğlunun ölüm riski var mış.Özel şöförlüğünü yaptığı patronunu arabayla bırakdıktan sonra şöyle bir turlamak istemiş ve araba ile takla atmış.

                 Ah be ! çocuk.

                 On beş gündür bu kapının önünde karı koca bekleşiyorlar mış..Bir gün evvel zorla ikna ederek hasta yorgun karısını memlekete yollamış.

                 Sahi gittin mi kadın..Bedenin gitse de sen biraz buradasın değil mi.

                 Adam bir şeyler anlatıyor ben de usulca onu inceliyorum..Açık renk temiz bakışlı gözleri zaten ilk bakış da dikkatimi çekmiş di..Koyu renk kumaş paltosu kendi işi olan bir esnaf havası vermiş.

                 Karısına araba almak için bir aydır uğraşıyorlar mış..Ya !karısı beğenmiyor muş,ya ! kendisi..

                 -Kaç arabaya bakdık sayısı belli değil.Para nakit bir şekilde duruyor..Gönlümüze göre bulamadık gitti.Meğer bunun için duruyormuş para..Hayat bize bir şekil de mani oldu eşime arabayı alamadık .Oğlanın pert ettiği arabayı ödeyeceğimiz kaderimizde belli imiş ..

                 Konuşurken gözlerinin dolduğunu farkettim..Karısı üzülmesin diye on beş gündür susup,onu  teselli ederken kendi acısını içine attı,Evinde kaldığı hemşerisi rahatsız olmasın diye yine sustu..Şimdi ise bir yabancıya ağlıyor ,içinin acısını utanmadan rahatsız etmeyeceğini bilerek anlatıyor..

                 Şöyle bir toparlanıp bedenimi dikleştir dim.İzin bile almadan hiç tanımadığım adını bile bilmediğim ve bir daha hiç görmiyeceğim bu insan kardeşimin kalın  paltosunun üstünden sırtını sıvazlamaya başladım....

                 - Evlat acısı ablam,hiç bir acıya benzemiyor..

                 - Kıyısından bir iki kez geçtim dedim..

                  O gözyaşlarını dökdükce sıvazlamaya devam ettim...Kendi yaşantımdan örnekler anlattım hem oyalamak hem de....

                   Yüzüme bakdı ve ,

                  -Ağbim beş vakit namazında herhalde .

                  -Hayır dedim..

                  -Ama nasıl olur diyerek şaşkınlığını belirtti..

                  -Kitaplardan,alimlerden veya doğadan  öğrenilir miş dedim.

                  - Ablam iyi bir insansınız belli,ama dininizi ihmal etmeyin namaz kılınız, başını eğdikce yere doğru kan beyine geliyor bedeni,aklı daha iyi çalıştırıyor.

                  -Aylarca domat,biber.börülce bahçesinde o başım yerden kalkmıyor.

                  İçim bir burkuldu mu ne?Suçlu mu hissettim ?

                  -Size saygım sonsuz duaların sırrına da şahitim..diyerek cevap verdim.

                  Sırtını sıvazladıkca kendini iyi hissetmeye başladığını gördüm.

                  -Bunu nasıl yaptığımı biliyormusun,sana şifa verdim dedim..

                  O anlamıyor ben de anlatamıyorum..Soran gözlerle bakıyor..Nasıl olur da..Kendi inanışımız  ve bilgimiz yanıltabiliyor bazen..Ben bu büyülü anları daha önce de yaşamışlığım olduğundan ve anlamasam da artık anlam peşinde de değilim..Yapılacak bir şey varsa yap..Söyleyecek iyi bir şeyin varsa söyle..

                  

                  -Oğlunun adı ne?

                  Birden iç güdüsel bir şekilde başımı ellerimin arasına aldığımı ve öne doğru eğildiğimi hatırlıyorum.

                  Orada koltuk da otururken ,içimden ,bir şey olarak yoğun bakım ünitesine süzüldüm,koyu kahve rengi bedenleri şöyle bir gördüm ve hızlıca döndüm.

                   

                  'Baba senin istediğin gibi bir evlat olamadım '

                diyen oğlunun mesajını ilettim ve söylediklerimi tekrar etmesini söyledim.

                  -Oğlum seni seviyorum ve affediyorum,gitsen de kalsan da sana kızmıyorum.Arabanın ,paranın hiç önemi yok.Annen le seni çok seviyoruz.Gidersen de darılmayacağız.Yaptıkların ve yapmadıkların için seni bağışlıyoruz.Sen de bizi affet oğlum..

                   O söylediklerimi tekrarlarken biraz da korkuyla bana bakıyor..

                  -Ah! ablam ben dindar biriyim.Ne yapıyorsun anlamıyorum.Böyle şeyler duymuş dum ama..Bu oğlan çok üzdü beni..Tuttuğumuz partiler bile farklı.Okuttum dünya kadar masraf ettim girdiği üniversiteyi bırakdı..Ne dersem tersini yaptı..Şimdi bile ben kal diyorum o  gidiyor.

                   O tutmak dokunmak istemiş.Birileri dediği için değil..Kendi yaşamalı ve anlamalıydı.Hayatın sahiciliğini dokunarak anlamak istemiş.Nasıl ben olurum ,gerçek olurum..Aklımı önce kendim için kullanmalı ve sorgulamalıyım..

                   Sen yaşasın diye dua ederken bizim hasta sona doğru arkasında yorgun düşünceli bizleri takmış..Hızlı trenin arkasında ağır aksak ilerliyoruz....

                   İki sene sonra ne yaptığımı bilmiyorum derken..Sadece bir kula elçilik vazifesi yaptırıldığımı farkediyorum.Boşluk çok kalabalık olsa gerek derim hep.Oğlundan bir haber almak isteyen babaya elçiydim sadece.Bu yüzden tepeme dikilip koltuğa oturmak istedi...Uyuyan ve belki uyanmayacak oğluyla nasıl vedalaşacak,nasıl son sözler söylenecek..Beni orada bulunduran ilahi güce şükürler olsun.Olsun varsın ne olduğunu anlamıyayım..Bir yandan bakıyorum bilinmeyenler dünyasında herşey ortada..Neyi alacaksın iyiden güzelden yana..

                   

                   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder