28 Eylül 2013 Cumartesi

Ne yapıyoruz - Nasıl yapıyoruz

                 
Tekke de Bahar Adlı Eserim

                    Akşamdan akşama der ,halk arasında 'köpek öldüren ' lakaplı şarabı içer bir müddet sonra sakinleşir tatlı bir sarhoşluğa bürünürdü..
                    Büyük oğlu da babasının yolundan gitti..Tatsız tuzsuz bir sarhoşluk oldu onun ki..
                    Bazı şeyler hiç değişmiyor mu ne? Tarih tekrardan ibarettir sözünü doğrular gibi bazı şeyler.. 20 sene önce  birileri altın falaka ödülü alıyordu ve birileri ölüyordu...
                   O zaman başta birileri , bu gün başka birileri..O ödülleri alan birileri tutunamadı hayata ve bir bir döküldü.Tırmaladıkça tırnak izleri kaldı kendilerinin ve yakınlarının hayatlarında...
                   Bir arkadaşım (insan psikolojiyi kendisinden öğrenir) demişti.Ata sözü gibi belledim ve çok işime yaradı yıllarca.Her zaman kendimi sorguladım.Neyi neden yaptığımı önce kendime sordum.




                   Doğanın şifasıyla buluştuğumda:Bütün hayvanlara,horoz sesine ne kadar ihtiyacım olduğunu anladım.Köpeklerim olmasına rağmen gece uzak bağlarda domuz bekleyen köpeklerin o korkunç güçlü seslerinin büyüsüne tanık oldum.Ya da bir eşeğin anırtısına kulak kabarttım sevgiyle..
                   Rüzgarı sevdim en çok.Tanrım beni rüzgarsız bırakma dedim.Yıldızlara bakarak gözlerim açık uyudum..
Çoban Yatağı adlı eserim




                   Saman yolunu izleyip dünyamızın taa ! uçlarda  diğer yıldızlara ne kadar uzak olduğuna halen  bakar şaşarım.Bu sonsuz ve büyümeye devam eden evrende galaksinin ucunda ki bir güzel dünyada yaşarken o ya da bu  istiyor diye ölünür mü? Yaşamaktır asıl olan.Nasılsa öleceksem ,belki ilahi bir  güç istedi diye belki de bilinmez neden ve ne zaman...O halde tatlı huzurlu neşeli nasıl yaşarım ın peşine düşmek gerekmez mi?


                       Masal tadında bir köy videosu..

Büyülü Gece Adlı Eserim

                   Ata bindiğim  bir gün dağ yollarında yokuş yukarı çıkarken onun terlemiş kokusu burnuma geldiğinde merakla içime derin derin çekmiştim.Hayretle bu kokuya kodlu olduğumu hissetmiştim.Bu sanki gerekli hayatımda olması gereken bir şeydi.Güçlü sıcak bedenine sarılıp yelelerini kavradığımda kocaman gözleriyle melul melul bana baktı. Yabancı değildi ama ne olduğunu hatırlıyamadığım   bir şeyler hissetmeye başlamıştım.Beni dinlemeyip ona söylendiğimde atım da bana kafasını kaldırır yelesini savurtur karşılık verirdi.Az sonra unutur yolumuza devam eder dik hiç bir şey olmamış gibi.
                    Çok fazla kin ve nefret var bir yerler de.Daha iyisini doğrusunu bildiğini söyleyenlerin,kaba saba aşağılayıcı hatta küfürlü konuşduklarına  tanık oluyorum.İnsan elbette yorulup üzülüp hata yapabiliyor.Bu tekrarlanıyorsa yani bilerek yapılıyorsa  doğruyum diyene nasıl inanılır?
                     
                                                 
Anka Adlı Eserim


                 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder